Ankara–Kathmandu hattında kritik telefon
7 Eylül 2025’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Nepal Başbakanı K.P. Sharma Oli arasında yapılan telefon görüşmesi, iki ülke ilişkilerinde yeni bir sayfa açma sinyali verdi. Resmî çerçeve net: Odakta ekonomi ve ticaret var. Liderler, mevcut temasları daha kurumsal bir zemine taşımak ve özel sektörün önünü açmak için birlikte çalışma mesajı verdi. Bu Erdoğan Nepal görüşmesi, iki başkent arasında düzenli diyalog kanalı kurma niyetini de gösteriyor.
Türkiye ve Nepal, birbirini tamamlayan alanlara sahip. Nepal’in hidroelektrik potansiyeli, turizm ve dağ sporlarındaki marka değeri; Türkiye’nin inşaat, enerji ekipmanları, sağlık teknolojileri ve eğitim alanındaki kapasitesiyle buluştuğunda somut projelere dönüşebilir. Ankara’nın “Yeniden Asya” açılımı da Güney Asya’da yeni ortaklıklar kurmayı hedefliyor; bu bağlamda Nepal ile temasın yoğunlaşması sürpriz değil.
Görüşmede, ticaret ve yatırımın önünü açacak pratik başlıklar öne çıktı. Gümrük işlemlerinde kolaylık, teknik standartların uyumu, firmalar arası eşleştirme programları ve karşılıklı yatırım teşviki gibi konular masada. İki tarafın da iş dünyasını doğrudan temas ettirecek platformlara ağırlık vermesi bekleniyor. Böylece küçük ve orta ölçekli şirketler için de erişilebilir fırsatlar doğabilir.
Turizm ve havacılık bağlantıları, konuşmanın doğal uzantısı. Nepal’in doğa ve macera turizmi, Türkiye’nin çok destinasyonlu turizm deneyimiyle birleşirse iki yönlü bir hareketlilik yaratır. Eğitim ve kültürel etkileşim de ikinci bir kolon. Türkiye Bursları ve üniversiteler arası iş birlikleri üzerinden daha fazla Nepalli öğrencinin Türkiye’ye gelmesi, uzun vadede iki ülke arasında kalıcı köprüler kurar.
Ekonomi ilk sırada: Masadaki somut başlıklar
Görüşmeden çıkan çerçeve, kısa sürede hayata geçebilecek dosyalara işaret ediyor. Öne çıkan alanlar şöyle:
- Ticaret ve yatırım: Gümrük süreçlerinin sadeleşmesi, teknik uyum, iş konseyleri ve sektörel eşleştirme toplantılarıyla firmaların hızla proje geliştirebilmesi.
- Turizm ve havacılık: Kapasite artırımı, ortak tanıtım kampanyaları ve tur paketleri; dağcılık, trekking ve kültür turizmi odaklı yeni rotalar.
- Enerji ve altyapı: Nepal’in hidroelektrik potansiyeli ve yenilenebilir enerji yatırımları; Türk firmalarının iletim hatları, baraj ve yol projelerindeki tecrübesi.
- Afet yönetimi: Deprem ve sel risklerine karşı arama-kurtarma eğitimi, kentsel dayanıklılık, lojistik ve geçici barınma çözümleri.
- Eğitim ve kültür: Burs programları, ortak sertifika ve mesleki eğitim projeleri; kültür ve dil etkinlikleriyle toplumlar arası temasın artması.
- Tarım ve sağlık: Organik tarım ürünleri, tıbbi cihaz ve e-sağlık uygulamaları gibi niş sektörlerde ortaklık arayışı.
Zamanlama da dikkat çekici. Nepal, Hindistan ve Çin arasında hassas bir jeopolitik dengede duruyor ve ortaklıklarını çeşitlendirmek istiyor. Türkiye ise Güney Asya’da ekonomik ağını genişletme peşinde. Bu çakışan çıkarlar, iki ülkeyi ortak projelerde buluşturabilir. Özellikle finansman ve proje geliştirme tarafında, kalkınma bankaları ve çok taraflı fonlarla uyumlu modeller öne çıkabilir.
Afet yönetimi başlığı, iki ülkenin deneyim aktarımına elverişli. Türkiye’nin arama-kurtarma kapasitesi ve afet sonrası hızlı konut üretim tecrübesi, Nepal’in risk haritasında karşılık buluyor. Eğitim odaklı modüler projeler, yerel yönetimlerle pilot uygulamalar ve ortak tatbikatlar kısa vadede sonuç üretir.
Turizmde ise güven, erişim ve tanıtım üçlüsü belirleyici. Ortak tanıtım kampanyaları, niş tur paketleri (dağcılık, Ayurveda/sağlık turizmi, kültür rotaları) ve sezon dışı fırsatların pazarlanması, iki yönlü akışı artırabilir. Havacılıkta kapasite ve bağlantıların güçlenmesi, iş dünyası için de seyahati kolaylaştırır.
Tüm bunların somutlaşması için birkaç pratik adım öne çıkıyor: İş forumu takvimi belirlenmesi, teknik heyetlerin standartlar ve gümrük kolaylıkları üzerinde çalışması, karşılıklı yatırım güvencelerini pekiştirecek mutabakatların masaya gelmesi ve vize kolaylığı gibi iş insanlarının hareketliliğini hızlandıracak düzenlemeler. Bu adımlar, özel sektörün risk algısını düşürür ve projelerin finansmanını kolaylaştırır.
Elbette zorluklar var: Lojistik mesafe, taşımacılık maliyetleri, farklı düzenleyici çerçeveler ve finansman sürecinin zaman alması. Ancak net bir yol haritası, odak sektörlerde pilot projeler ve kamu–özel koordinasyonu bu engelleri yönetilebilir kılar. Taraflar, kısa vadede ölçülebilir hedefler koyarsa, güven hızla inşa edilir.
Telefon trafiğinin diplomatik bir jestten fazlası olup olmayacağını, önümüzdeki haftalarda gelecek teknik temaslar ve muhtemel iş forumları gösterecek. Üst düzey karşılıklı ziyaretlerin gündeme gelmesi de şaşırtmaz. Şimdilik net olan şu: Ankara ve Kathmandu, ilişkiyi siyasi iyi niyetten çıkarıp şirketlerin, öğrencilerin ve turistlerin hissedeceği bir düzleme taşımak istiyor.